Acı ve hüzünden damıtılmış bu coğrafyada doğdun, yaşıtların seni anlamadı doğal ya hiçbir zaman da anlaşılmak istemedin. Tek tabancaların susturucusuz delikanlısı. Yurt dışında olsan Taxi Driver olmuştu adın burada Ahmet oldun, Ali oldun, Veli oldun ne fark eder bu cenderede hamster gibi dönen biri oldun. Siyah pardesün rüzgarda dalgalanır. Senin jenerasyonundaki çoğu erkek gibi Kurtlar Vadisi ile büyüdün. Babandı süper kahramanın. Dalgaların dövdüğü, kıraathanelerinde memleketin kurtarıldığı, isyanın mavisine boyanmış Artvinden İzmir'e kadar geldin. Kazımların diyarından Efelerin oyununa katıldın takdirname ve onur belgesi ile mezun olurken hayat okulundan. Bir adaya kısılıp kaldın İzmirde sonuçta deniz çekerdi seni ne alkolün ne sigaran vardı bilirim o yüzden sulara anlatırdın bütün derdini. Herkesin bi tutkusu vardır bu hayatta, kadınlar seni anlamayınca arabalara bağlandın sen de. Sanayideydi işin. Yani hayat okulu mezunlarının yüksek lisans doktora akademisi. Yani Platon'un Akademiasının yanında halt ettiği, tecrübenin ete kemiğe bürünüp rotbalans bakımı yaptığı o kutsal mekan. Duvarlarında Cem Karaca haykırır 'Ustam seslendi uzaktan, oğlum al takımları'. Motor seslerinin ardından kulak kabartsan duyarsın. Küfürün sular gibi aktığı mabeddesin. Şehadete ermiş arabesk camiasının kabri burası. Bir teypten muhakkak ya Müslüm Baba söyler ya Ferdi Baba ya Bergen Abla. Kasetler işi müjdelerken ve terk edilmenin acısını bastırırken bordo Tofaşların altında, puslu düşlerine iner yağmur aniden tek cümleyle 'Yılların çilesi belli yüzümde, Aynada baktığım yüze küskünüm.' Aşkın şarabını içerken herkes dudaklardan, sen motor yağıyla sarhoşsun. Olsun be kardeşim olsun, hayat duvarını çay kaşığıyla delen o azimli genç var ya işte sen o'sun.Vitesi bire alıp çıkmak istersin yalnızlığın çukurundan. Direksiyonu umuda kıracaksın kardeşim ve eline takıp şeytan uçurtmanı kırlarda özgürce koşacaksın. Taze, bayat fark etmez ekmeğini alıp 10 kişiyle aynı menemene daldıracaksın. Aliminyum tava'nın bir zaman makinesi halini aldığını fark edeceksin, Artvin'in sokaklarına, Rize'nin dalgalı, çetin gençlik aşkına yol alacaksın. Usta'nın kırmızı Marlborosundan çıkan dumanı takip ederek. Ilımış tavşan kanı sıcak çayın kokusu, ekmeğin bölünmesi kaç yalnızlık varsa o kadar parçaya, kenarları kızarmış Çakallı Menemeni bol domatesli, soğanlı mı soğansız mı olur?. İnan hiç önemli değil ekmeğini taştan çıkaranlar için. Sigara, bol miktarda tütün, alet edevat masanın üzerinde durur. Maden işçilerini anarsın siyaha boyanmış yüzünle, ortak acı ortak keder, herkesin ortak gayesi eve gidip sıcak yatağına uzanmak ve biraz da olsa düşünmek, gözden geçirmek ömrü. Arabesk nağmeler cirit atmadan kulaklarında. Hayatın engebeli, sisli, dar yolunda ,bir nevi Zigana Geçidi, koskoca bir tırda yolcusun, şoför koltuğunda. Emeğin kutsallığının farkında olanlara dokunmaya devam ediyor yağlı ellerin, teypten ince ince vurur Neşet Baba gönül tellerine. Bu siyah gökyüzünün, kaosun, cenderenin içinde savrulup duruyorsun. Olsun be kardeşim, olsun. Doğarken ağladı insan. artık bu son olsun.
T. Köşe başlarının fiyakalı delikanlılarına...
Yaaaaa bu nasıl bişey kardeşim sen nasıl bir yazarsın🥰tebrikler çok iyi
YanıtlaSil